Anime Olmamalarına Rağmen Muhteşem Çizimlere Sahip 3 Çizgi Dizi Önerisi
Animasyon severler arasında animelerin ayrı bir yeri olduğu kulaktan kulağa çalınır. Animeler, uzun yıllardır çizgi diziler arasında popülerliklerini korumakta. Bunun sebebinin Japonların sanata yatkın kibar doğaları olduğu düşünülse de, nihayetinde bu bir safsata. Onları benzerlerinden ayıran, yalnızca metin içeriğinin dolgunluğuyla ufuk açmakla kalmayıp aynı anda seyircinin göz zevkine de hitap edebilmeleri.
Çizgi Dizi Önerileri |
Öte taraftan anime başlığı altında kategorize edemediğimiz medyatik çizgi diziler her zaman estetik açıdan bizi tatmin eden illüstrasyonlar ortaya koymazlar. Geneli henüz estetik algı nedir bilmeyen 8-14 yaş arası çocuk kitleye hitap eder. Üretim sürecine değil tüketime odaklanmış, kar amacı güden patronların elinden geçer ve öyle pazara salınırlar. Ama sanmayın ki her çizgi dizi yapımcısı aynı niyetle hareket eder. Öyle bazı animasyon seriler vardır ki; hâlâ tam anlamıyla bir yetişkin içeriği olmadığını unutmadan, sanatçının üretici emeğine ve estetik zevklere değer veren mutlu azınlığa da seslenebilirler.
Bu yazıda sizlere çocuk yanınıza ağır gelmeyecek fakat aynı zamanda entelektüelliğinizi besleyecek, Japon yapımı olmadığına şaşıracağınız üç çizgi dizi önereceğim.
Teen Titans: Genç Titanlar
Genç Titanlar, çoğunlukla güldüren ama arada düşündüren, gündelik hayata yönelik çarpıcı tespit ve örneklerle dolu muhteşem bir yapım. Mizah, serinin en umursamaz karakteri Robin için bile, hafif kara. Kara mizah sevenlere duyurulur!
Teen Titans |
ABD'de üretilmiş olmasına rağmen çizim tarzı fazlasıyla animeyi andırıyor. Özellikle komedi sahnelerinde bu etki daha açık bir şekilde görülebilir. Abartılı tepkiler, ses oyunları, pek yaratıcı bulduğum dördüncü duvarı (the fourth wall) kırma şakaları ve daha neler neler... İlk bakışta DC yapımı bir süper kahraman dizisi olarak algılansa da, süper kahraman dizilerindeki ortak özelliklerin çoğundan yoksun: Detaylıca işlenmiş arka planlarda kendini belli eden siyah gölgeler ve o az sonra dünya kurtarılacakmış havası yaratan drama efekti!
Diziyi izleyince, bu kahramanların "süper" olmadıklarını görecek, onları pek bir seveceksiniz. Seriyi sevenlere daha tatlı ve sevecen bir versiyon da bonus önerisi olsun: Teen Titans Go.
Love, Death and Robots: Aşk, Ölüm ve Robotlar
Love, Death and Robots bizi her bölümde farklı hikayelerle ve başka karakterlerle tanıştıran o yaratıcı dizilerden. Black Mirror benzetmesi yapsak, yerinde olur doğrusu. Çünkü kurguladığı dünyalar çoğunlukla, Black Mirror gibi biraz distopik ve rahatsız edici.
Love, Death and Robots |
Rahatsız edilmek bana koymaz, hatta zevk duyarım bir insan olarak acziyetimin yüzüme vurulmasından diyenlerdenseniz, sizi buraya alalım. Yer yer kasten tamamlanmamış, iki boyutlu; yer yer üç boyutlu yaratıklarla karşılaşacak; her bölümde daha seçkin bir seyir zevkine doğru çekileceksiniz. Gerçeğin gerçeküstüyle harmanlandığı büyülü dünyalarda dev balinalara, uzay lazerlerine, insan yiyen uzaylılara denk geleceksiniz.
Love, Death and Robots farklı tekniklerin uygulanmasıyla beraber, belki de animelerle kıyaslanamayacak kadar üst düzey çizimlere sahip. Onu eşsiz bir sanat eseri olarak hak ettiği üzere, apayrı bir köşeye koymalı.
Avatar: The Last Airbender / Avatar: Son Hava Bükücü
Uzaktan bakıldığında tamamıyla bir çocuk dizisi olarak duruyor ve ayrıca medyatik de. Ama hayır, ona uzaktan bakmayın. Yaklaşın şöyle yamacıma. Size hayat değiştirebilecek bir tavsiye vermek üzereyim.
Çayınızı alıp bir köşede uzaklara dalmışken içinizden hiç de yaşadığınız zamana ait olmadığınız hissiyatı geçti mi? Bu dizi ne çocuklara ne medyaya ne de -sanılanın aksine- mavi tenli yaratıklara yönelik. Avatar'ın kendisiyle aynı ismi paylaşan 2010 yapımı filmle hiçbir bağı yok. O, tamamıyla dışarıda kalmışların hislerini merkeze alan başka bir dünya.
Avatar: The Last Airbender |
Avatar, yüz yıldır denizin altında bir buz kütlesinde donup kalmış, bir anda kendini ait olmadığı bir zamanda bulmuş bir çocuk aslında. Ve üstelik, öylesine bir çocuk da değil. O, dört elementin son ustası. Yani en azından, kaderi böyle. Biz bunu biliyoruz. O da biliyor. Öğrenir öğrenmez boynuna yüklenmiş yazgının ağırlığına dayanamayıp kaçmış.
Ustalar, usta doğmazlar. Küçük bir çocukken onlar da hiçbir şey bilmez. Yazgısına doğru sürüklenen komik, sıra dışı, fazlasıyla sevgi dolu ve akıllı bir çocuğun; dört elementi de tanıması ve onlar üzerinde hakimiyet kurması gereken Avatar'ın hikayesi de yavaş yavaş ilerliyor. Üç kitap şeklinde, her sezon bir kitap: Su, Toprak ve Ateş. O zaten son hava bükücü olduğu için, Hava kitabı hikaye başlamadan yazılmış.
Avatar: Son Hava Bükücü, yalnızca iç ısıtan animemsi çizimlere sahip olduğu için öneri listesine alınmış değil. Bu; iç yolculuğa, büyümeye, arkadaşlığa ve hayattaki nihai anlam ve göreve ilişkin söyleyecek çok sözü olan bir başyapıt. Üstelik hikaye yan karakter-baş karakter ayrımı gözetmiyor. Dizi boyunca birçok farklı kişiyle tanışıyor, hepsinin hikayesini kendi başlarına nasıl şekillendirebildiklerine hayranlıkla tanıklık ediyorsunuz. Ben ayrı ayrı her bir karakteri nasıl sevdiğimi sayfalarca anlatabilir ya da her birini farklı bir yazının konusu yapabilirim. Öylesine ki zengin bir içerik. Bir lahanacı var mesela, aksilikleri mıknatıs gibi kendisine çektiğinden lahanalarını bir türlü satamayan. Ona kesinlikle bir yerlerde değinmeliyim, ancak yeri burası değil.
Bu yazının konusu tavsiyeler üzerineydi. Tavsiyeler verildiğine göre artık gitmeli. İlgileniyorsanız, bir göz atın derim. En azından Avatar'ın meşhur açılış sahnesini izlemeden bu dünyadan gitmeyin: Geçmişte dört ulus barış ve huzur içerisinde yaşıyordu, sonra Ateş ulusunun saldırmasıyla her şey değişti...
Yorum Gönder for "Anime Olmamalarına Rağmen Muhteşem Çizimlere Sahip 3 Çizgi Dizi Önerisi"